Evlilik terapisi, bireylerin ilişkilerinde yaşadıkları sorunları çözmek ve daha sağlıklı bir iletişim geliştirmelerine yardımcı olmak için uygulanan etkili bir yöntemdir. Ancak Türkiye’nin doğu bölgeleri, özellikle Erzurum gibi muhafazakar ve geleneksel değerlere sahip şehirlerde, bu terapilerin kültüre duyarlı şekilde uygulanması büyük önem taşır. Kültürel bağlamı göz ardı etmek, çiftlerin ihtiyaçlarına uygun olmayan çözümler sunulmasına neden olabilir. Bu yazıda, doğu kültürüne duyarlı evlilik terapisi uygulamalarını hem kuramsal hem de klinik perspektiflerle ele alacağız.
Kültüre duyarlı terapi, bireylerin içinde bulundukları toplumsal, dini, ve ailevi değerleri dikkate alarak terapi sürecini şekillendirmeyi ifade eder. Bu yaklaşım, terapistin bireyin yaşadığı sorunları kültürel arka planı göz önünde bulundurarak anlamasını ve bu doğrultuda etkili müdahaleler yapmasını sağlar (Sue ve Sue, 2008). Erzurum gibi daha muhafazakar bölgelerde, bireylerin ve çiftlerin karşılaştığı sorunlar büyük ölçüde toplumsal normlar ve kültürel değerlerle bağlantılıdır.
Kuramsal Çerçeve: Kültürel Bağlamın Önemi
Aile ve evlilik terapilerinde, sistemik yaklaşım bu alandaki kültürel farkındalığı vurgulayan önemli bir kuramsal çerçevedir. Sistemik yaklaşım, bireylerin aile içindeki rollerini ve ilişkilerini incelerken, onların içinde bulundukları kültürel ve toplumsal bağlamları da göz önünde bulundurur (Minuchin, 1974). Erzurum gibi doğu bölgelerinde çiftler arasındaki ilişkiler, sadece iki kişi arasındaki etkileşimle sınırlı kalmaz; geniş aile, toplum baskısı ve dini değerler de bu ilişkilerin önemli parçalarını oluşturur.
Erzurum’da uygulanan evlilik terapilerinde, sistemik yaklaşımın yanı sıra çok kültürlü terapi modelleri de önem kazanır. Bu modeller, çiftlerin etnik ve dini kimliklerini, toplumsal rollerini ve aile içindeki hiyerarşik yapıyı ele alarak, daha derinlemesine bir çözüm süreci sunar. Örneğin, Erzurum’da birçok çift, aile büyüklerinin evlilik üzerindeki etkilerini hissedebilir ve bu baskılar altında evliliklerini şekillendirir. Çok kültürlü terapi, bu dinamikleri anlamak ve çiftlere kendi değerleri çerçevesinde yardımcı olmak için önemli bir araçtır.
Klinik Uygulamalar: Erzurum’da Evlilik Terapisi Nasıl Olmalı?
Kültürel duyarlılığı yüksek bir evlilik terapisi için dikkat edilmesi gereken klinik uygulamalar şunlardır:
1. Toplumsal Roller ve Cinsiyet Dinamikleri
Erzurum gibi muhafazakar bölgelerde cinsiyet rolleri ve beklentileri, çiftlerin ilişkilerini derinden etkiler. Erkeklerin daha fazla karar verme gücüne sahip olduğu ataerkil yapılar sıkça görülür. Terapistin, bu dinamikleri yargılamadan ele alması ve çiftler arasında adil ve dengeli bir iletişim geliştirilmesine yardımcı olması gerekir. Örneğin, Gottman Yöntemi (Gottman, 1999) kullanılarak çiftlerin sağlıklı çatışma çözme becerileri geliştirmesi desteklenebilir. Bu yöntem, çatışmaların çözülmesinde adil iletişim kurmanın önemini vurgular ve kültürel farkındalıkla adapte edilebilir.
Erzurum’da birçok çift için dini inançlar ve manevi değerler, evliliklerinin merkezinde yer alır. Bu nedenle, dini değerlerin evlilik terapisi sürecine entegre edilmesi büyük önem taşır. Manevi danışmanlık yaklaşımları, dini inançları terapötik sürece dahil ederek çiftlerin kendilerini daha iyi ifade etmelerine ve sorunlarına manevi çerçevede çözüm bulmalarına yardımcı olabilir. Terapist, çiftlerin dini inançlarına saygı duyarak bu konuları terapiye dahil etmeli ve dini liderlerle iş birliği yapmayı düşünebilir.
Erzurum’da geniş aile yapısı evlilik ilişkilerinde önemli bir rol oynar. Çiftler arasındaki sorunlar, sadece iki kişi arasında değil, geniş ailenin de katıldığı bir süreç olabilir. Bu nedenle terapide geniş aile ile olan ilişkilerin ele alınması, çözüm sürecinde kritik bir adım olabilir. Aile Sistemleri Terapisi (Bowen, 1978), geniş aile dinamiklerini çözümlemede etkili bir modeldir. Bu yaklaşım, aile bireyleri arasındaki duygusal bağı ve bağımlılıkları çözümleyerek, çiftin kendi sınırlarını çizmesine yardımcı olabilir.
Doğu kültürlerinde, çiftlerin evlilik sorunlarını dışarıya açma konusunda tereddüt yaşamaları yaygındır. Gizlilik, terapötik ilişkinin temel taşlarından biridir. Çiftlerin, terapi sürecinde kendilerini güvende hissetmeleri için terapistin gizlilik ilkesini vurgulaması ve toplum baskısını anlaması önemlidir. Çözüm Odaklı Terapi (de Shazer, 1985), bu gibi durumlarda çiftlere hızlı ve pratik çözümler sunarak daha kısa sürede sonuç almaya odaklanır.
Çiftler arasındaki sağlıklı iletişim, her kültürde olduğu gibi doğu kültüründe de hayati önemdedir. Ancak Erzurum’da duyguların açıkça ifade edilmesi bazen zor olabilir. Bu noktada terapist, çiftlere empati ve etkili dinleme becerileri kazandırarak aralarındaki iletişimi güçlendirebilir. Narratif Terapi (White ve Epston, 1990), bireylerin kendi hikayelerini anlatmalarına olanak tanır ve bu süreçte iletişim becerilerini geliştirir.
Erzurum gibi kültürel açıdan zengin ve geleneksel bir bölgede evlilik terapisi yaparken, çiftlerin toplumsal ve dini bağlamları göz önünde bulundurulmalıdır. Kültüre duyarlı evlilik terapisi, çiftlerin değerlerine saygı gösterirken aynı zamanda onların sağlıklı iletişim ve çatışma çözme becerilerini geliştirmelerine olanak tanır. Terapistin, hem kuramsal hem de klinik yaklaşımlarda kültürel farkındalıkla hareket etmesi, terapinin etkinliğini artıracak ve çiftlerin daha tatmin edici sonuçlar almasını sağlayacaktır.
Kaynakça
16 Oct 2024